Kurumsal

Kalamış1 Yaşlı Bakım & Dinlenme Evi
Kalamış2 Yaşlı Bakım & Dinlenme Evi

Hakkımızda

Bundan tam 18 yıl önce İstanbul’da bir huzurevinde gönüllü olarak çalışmaya başlamış Hayrettin Güven, ömrünün sonbaharındaki yaşlılara hizmet etmeye henüz 17 yaşında gönül vermiş. ‘Yaşam zengini’ yaşlılar tarafından öyle sevilmiş ki 8 ay içinde kadrolu olarak işe alınmış. Güven’in film senaryolarını aratmayan hikayesi de böyle başlamış. Gönüllü olarak henüz hayatının baharında hizmet vermeye başladığı huzurevinde, yatağa bağımlı yaşayan emekli sigortacı Avni Korel’in güvenini kazanan Hayrettin Güven, yaşlı adamın adeta tutunacak dalı olmuş. Korel’in yeğeni de dayısına vefa borcunu ödemek için ilginç bir teklifte bulunmuş Güven’e: “Avni Korel’in, yeğeni Deniz Akyar’dan başka kimsesi yoktu. Akyar’ın da dayısının mirasına minneti yoktu. İkisinin de parası da vardı gücü de. Dayısını huzurevine yatırmıştı, ama her gün ziyaretine geliyordu. Korel, belki 6 ay belki de 6 yıl yaşayacaktı. Akyar, ‘Dayımın yaşadığı sürece senin yanında olmasını istiyorum. Zaten o da senden başka kimseye el sürdürmüyor. Yarın Kalamış’taki evime gel, huzurevi açman için sana ne kadar para lazımsa vereceğim’ dedi. Şaka gibi geldi bana, ama değildi. Korel ve yeğeni sayesinde İstanbul’da bir huzurevi açtım. Korel, 6 ay sonra vefat etti. Sektörde o 6 ay süresince benim hiç yaşlım yoktu. Ancak ‘Ben bu işi seviyorum, bu işi yapacağım, layıkıyla yapacağım, Korel gibilere ilaç olacağım’ dedim ve başardım. 3 yıl çalıştırdım orayı ve huzurevleri çoğalmaya başlayınca da 1996 yılında İzmir’e gittim. İzmir’in ilk özel huzurevini açtım. İzmir’de Merkez, Narlıdere ve Çiğli’de olmak üzere üç şubeye ulaştım. Üç yıl önce de Bursa’ya geldim Serkan Bal’la birlikte Bademli’deki huzurevini açtık. Sonra aramıza Şahsuvar Melih Koldanca da katıldı. Birbirimizin kaderi olduk. Korel ve yeğeni benim, ben Bal’ın, Bal da Koldanca’nın kaderini bir şekilde etkiledi.”

MÜŞTERİ’ DEĞİL, ‘KONUKLARIMIZ’
Böylece hizmet sektöründe ağır bir işe adım atan Güven’i dinlerken, özellikle dikkat ettim. İşletmelerinde kalan yaşlılardan söz ederken bir kez bile ‘müşteri’ deyimini kullanmadı. Onlardan hep ‘konuklarımız’ diye söz etti. Bir insan konuşurken hiç mi falso vermez? Ama Güven, benim gibi yaşlı yakınlarının da güvenini kazanmış olacak ki Bademli’de üç lüks villadan oluşan yeşillikler içindeki Özel Kalamış Yaşlı Bakım ve Dinlenme Evi’nde tam kapasite ile hizmet veriyor. Kendisinden başka iki ortağı, 11 çalışanı ile birlikte 35 yaşlıya 5 yıldızlı otel konforunda hizmet veren Güven’in sözleri aslında başarılarının sırrını da özetliyor: “17 yaşında sektöre girdim ve 29 yaşına kadar patron olduğum halde bir fiil bakıcılık yaptım. Mutfağından tutun temizliğine kadar, bir yaşlının altının değiştirilmesinden tutun tırnağının kesilmesine kadar hepsini yaptım, halen de yaparım, hiçbir zaman gocunmam. Çünkü her şeyden önce ben ekmeğimi onlardan kazanıyorum. İstanbul’daki yeri açtığımızda annem mutfakta aşçılık yapıyordu. Biz üç kardeştik. 2-3 ay olmuştu huzurevini açalı. ‘Anne neden hep biz yaşlıların artıklarını yiyiyoruz’ dedim. Önce onlar yiyor, sonra tencereden biz yiyorduk. Annem, ‘Eğer o yaşlılar olmazsa siz onlardan kalanı da yiyemezsiniz. Onlar olduğu için bu ekmeği yiyiyorsunuz. Yani onların sayesinde kazanıyorsunuz. O yüzden önce onlar yiyecek, sonra biz yiyeceğiz’ dedi. Bizde de hala yıllardır böyledir. Önce konuklarımız yer, sonra biz yeriz. Konuklarımız bizim için çok değerli ve bizim için değerli olmaya da devam edecek. Bencillik gibi olmasın ama gönül ister ki her gelen yaşlım yıllarca yaşasın. Ama Allah’ın verdiği ömrün önüne geçilmiyor. Bu işi sevdiğimiz için yapıyoruz. İşin bir de ticari boyutu var tabii, ama amaç ticaret yapmak olsaydı buraya harcadığımız paralarla çok daha fazla ticaret yapabilir, çok daha güzel formlarda iş kurabilirdik. Ama biz yaşlıları, işimizi seviyoruz. Sanıyorum bir farkımız da bu olmalı. Bilerek ve gülerek yapıyoruz işimizi.”

TABULARI YIKTIK
Kalamış Yaşlı Bakım ve Dinlenme Evi’nde 55 yaşını doldurmuş, bulaşıcı hastalığı bulunmayan, akıl hastası olmayan, alzheimerli, demanslı, felçli, yatalak ya da sağlıklı herkese hizmet verdiklerini anlatan Güven, şöyle devam ediyor: “İnsanlar ‘yaşlısına evde bakma tabusu’nu bizimle beraber yıktı. Yaşlılarını bakım evlerine götürmelerinin gerekliliğini gören insanlar, artık gönül rahatlığıyla bize getiriyorlar. Çünkü alzheimerli, demans ya da yatalak hastaların evde bakılması doğru bir karar değil. Güvenilir ve ehil ellere götürülmeleri daha mantıklı. Düşünün ki sizin yaşlınızın kalçası kırık, ameliyattan çıkmış. Fakat bu yaşlımızı bezlerken bile tekniği ile yapmak gerekiyor. Yaşlıya hizmet vereyim derken kalçasındaki platini oynatabilirsiniz. Yanlış bir hareketle yaşlıya yatakta bile zarar verebilirsiniz. Eve alınan bakıcılar bu konularda eğitimsiz ev hanımlarından oluşuyor genelde. Yaşlınız evinizin içindeyse zaten bakıcı tutarak yabancı bir insan ile yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Yaşlınızın ayrı bir evi varsa onun yanına bakıcı aldığınızda -bunu deneyimlerimize dayanarak söylüyorum. Çünkü bize gelen konuklarımız mutlaka bir bakıcı elinden geçmiştir- bir süre sonra o bakıcı evi, kendi evi gibi kullanmaya başlayabilir, dolandırabilir, yani denetimi zordur. Yaşlı yakınları bu zorluklarla karşılaştıktan sonra bize geliyorlar. Aslında bu zorluklarla karşılaşmadan bize gelmeliler. Bakıma muhtaç yaşlısı olan herkesin bizden faydalanmasını istiyorum. Bizim hemşiremiz, doktorumuz, psikoloğumuz, fizyoterapistimiz, 24 saat eğitimli bakıcılarımız, aşçımız her şeyimiz mevcut. 5 yıldızlı bir hizmet veriyoruz. Biz konuklarımıza iyi baktığımız sürece bu sektörde var olabiliriz. Burada kalan yaşlılar daha sağlıklı, daha sosyal, kendi yaşıtları ile beraber olup, aynı dili konuşuyorlar.”

EN İYİ DENETÇİMİZ KONUKLARIMIZ VE YAKINLARI
“Bizim konuklarımız tertemiz, kontrollü olarak yaşamlarını idame ettiriyorlar. Onlar bizim için çok önemli. Biz 24 saat ziyarete açığız. Kim gelirse gelsin, Bursa Valisi’nden tutun Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’ndan tutun sokaktan geçen vatandaşa kadar hiç fark etmez. Gecenin 03.00’ünde de öğle 12.00’de de gelse aynı manzarayı görecektir. Bizim en iyi denetçimiz konuklarımız ve yakınları” diyerek hizmetteki iddialarını ortaya koyan Güven, 15 yıldır Türkiye’de, 3 yıldır da Bursa’da yaptıkları işlerden dolayı hiç şikayet almadıklarını vurguluyor.

Bursa’da çok fazla yaşlı olduğunu, evinde yaşlı bakan çok sayıda Bursalı olduğuna dikkat çeken Hayrettin Güven, şunları söylüyor: “Tabudan bahsettik ya az önce; yatırımcılar ve işadamları, Bursa halkı gibi aynı tabunun içinde oldukları için bu sektöre de girmiyorlar. Kendileri de aynı düşüncede oldukları için bu sektör, onlara yatırım yapmak için çok cazip gelmiyor. Ama ben şunu isterim. Pek çok kurum rakiplerinin açılmasını istemez ama ben bizim gibi pek çok kurum açılsın ki; Bursa’da Kalamış’ın farkını herkes görsün istiyorum. Bursa’da ve Türkiye’de Kalamış çok iyi bir marka.”

'BİZ HİZMETİMİZDEN SORUMLUYUZ'
Yaşı küçük ama deneyimleri büyük Kalamış’ın patronlarına sormadan edemiyorum; “Dikkat ettim, ortaklar olarak üçünüz de kılık-kıyafet açısından çok rahatsınız. Örneğin siz ve diğer ortağınız Serkan Bal’ın kulağında küpe var. Müşterilerinizi iknada zorlanmıyor musunuz?”. “Kesinlikle hayır” diyor Güven ve ekliyor: “Evet, bu konuda çok eleştiri alıyoruz. Ancak biz hizmetimizden sorumluyuz. Benim kılığım kıyafetim o yaşlıya hizmet vermeyecek. Benim yaptığım iş önemli. Biz 24 saat Kalamış’ta yaşıyoruz. Burada yatıp, burada kalkıyoruz. Evimiz burası bizim ve rahat ettiğimiz gibi giyiniyoruz, davranıyoruz. Konuklarımız tarafından öyle seviliyoruz ki örneğin Serkan, bir haftalığına tatile gitti, soran sorana. Çok özlediler. İşte farkımız buradan geliyor.”

KONUKLARIMIZIN DUASI BİZİ BURALARA GETİRDİ
“Her alıştığımız yaşlımızı bir gün gelip kaybediyoruz, çok zor bir durum bu. Onların duası belki de bizi buralara getirdi. Bizim paramız helal bir para ama aynı zamanda da dualı. Şimdi onların duaları sayesinde bir haftaya kadar yine Bademli Çağrışan’da, Kalamış’ın karşısında yeni bir huzurevi daha açıyoruz. 36 yatak kapasiteli 500 metrekare kullanım alanına sahip tripleks villada hizmet vereceğiz. Bin metrekarelik huzurevinin 800 metrekaresi sadece bahçe. 6 yaşlımız şu anda oranın açılmasını bekliyor. İzinlerimiz tamamlanır tamamlanmaz hizmet vermeye başlayacağız. Yeni açacağımız yeri çok farklı bir konseptte düşündük. Orada da aynı hizmetler verilecek ama daha sağlıklı yaşlılarımız kalabilecek. Oradaki kapasiteyi doldurduktan sonra da Bursa’da üçüncü şubeyi açmayı düşünüyoruz. Çalışan insanlara daha yakın olacak, yaşlılarını daha rahat ziyaret edebilecekler. Biz ziyaretçisiz konuk kabul etmiyoruz. Bizim kurumlarımızda yaşlısını baktıran kişi en az haftada bir kere gelip yakınını ziyaret etmek zorunda. Konuklarımız her ne kadar ziyaretçisini tanımasa da onların sıcaklığını hissedebiliyor. Örneğin, alzheimer hastalığı dönem dönem ilerlediği için, o ilerleme dönemini biz yaşlı yakını ile birlikte geçirmek istiyoruz. Çünkü şöyle düşünüyoruz; bugün alzheimer hastası çok sağlıklı, yürüyebiliyor. Ama 6 ay sonra beyin fonksiyonlarını kaybettiğinde yemeye de yürümeye de tepki gösteriyor. Hiçbir işini kendi yapamıyor. Siz 6 ay süreyle hastanızı görmezseniz, 6 ay sonra gelip yatağa bağımlı olarak gördüğünüzde ne dersiniz? Birlikte atlatmak, yaşlısının genel durumunu birlikte takip etmek istiyoruz. Konuklarımız ile ilgili bir sorun olduğunda yakınları ile anında paylaşıyoruz.”

Kalamışlıların çoğu Bursa’nın ileri gelenleri
Valilik’te yılda bir kez toplanan komisyon tarafından, yıllık giderlerin üzerine yüzde 30 kar payı konularak fiyatların açıklandığını ifade ediyor.Bu fiyatın aşağısına inmeyi kesinlikle düşünmediklerini söyleyen Güven, aksi takdirde hizmette kalitenin düşebileceğini dile getiriyor.

Kalamış’ta kalan yaşlıların çoğunun yakınının işadamı ya da belli bir mevkiye gelmiş insanlardan oluştuğunu belirten Hayrettin Güven, “Misafirlerimizin yüzde 50’si Bursa’nın ileri gelenlerinden. Çok iyi bir kesime hizmet veriyoruz. Ancak yakınlarının burada olduğunun bilinmesini istemiyorlar. Ama yaşlılarını bize getirerek aslında onlara ne kadar değer verdiklerini gösteriyorlar” diye konuşuyor.